Hemşirelik mesleğinin ilerleyememesinin nedenleri her gittiğim hemşirelik etkinliklerinde ve hemşirelik ile ilgili konu açılan her ortamda bana sıkça soruluyor. Bunun cevabını bulmak için uğraşıyorum. Sanırım bunun cevabını kesin bulmuş değilim. Fakat bulmaya yaklaştığımı düşünüyorum.

Bu yazımda mesleğin ilerleyememesinin nedenlerini kanımca sizlerle paylaşamaya çalışacağım.

Hemşirelik kültürünün oluşmaması

Bir meslek kültürü oluşturma ile ilgili büyük sıkıntılarımız mevcut. Birçok okul, akademisyen ve öğrenci ile ister istemez temasım oluyor. Gözlemlediğim durum; mesleğin içselleşitirilememiş olduğu. Bunu görmek çok can sıkıcı. İçimizde mesleği sahiplenmeden akademisyen olan, klinikte çalışan ve öğrenci olan kişilerin engellenmesi gerekli. Bunun için bu seçimi yapanların (yeterlilik durumlarını inceleyenlerin) farklı bir bakış açısına geçmesi sağlanmalı ve yeni nesil değerlendirme sistemleri geliştirilmeli. Bu kültüre sahip olamayan kişilerin meslek kültürü oluşmadan çalışamayacaklarını bilmelerini sağlamak gerekli.

Bunun için içselleşememiş meslek kendini geliştiremez.

Eğitim seviyesi ve kalitesi yükseltilmeli (Hem de acil)

Bu durumu gerçekleştiremeden zaten bir mesleğin kültürünü oluşturamazsınız. Ülkemizde 140’dan fazla üniversitede hemşirelik bölümü var. Yakın bir zamanda hemşirelik mesleğinde de birikmeler yaşanacak. Sadece hemşirelik kültürünü benimseyenler meslekte tercih edilebilir olacaklardır. Bunun en temel şartlarından birisi ise iyi eğitim almış olanların başarılı olacağıdır. Akademisyenlerimizin öğrencilere bilgi basmaktan ziyade (onlar basma tulumba değil) vizyon katmalılar. Vizyonsuz ve misyonsuz (veya bunların ikisini bilemeden mezun olan arkadaşlarımız var. Bu konu ayrı bir yazı konusu olacak) mezun etmeyin. Bu arada kendini güncelleyemeyen akademisyenlerin kendilerini güncellemesi, güncelleyemiyorlar ise meslekten uzaklaştırılması gereklidir. Zaten bir akademisyende olması gereken sıfatları bulundurmayan kişilerin akademisyen olması engellenmelidir. Ahbap ilişkisi meslekte çoğunlukla uygulanıyor. Buna da son vermeliyiz. Eğitim kalitesi için ise ulusal bir çekirdek hemşirelik müfredatı oluşturulmalı, uygulanmalı ve denetlenmeli. Bu müfredatta temel derslerin verilme zamanları ve hangi dersler olması gerektiği belirtilmeli. Seçmeli dersler zorunlu seçmeli olmamalı. Öğrencileri zaten eğitim sisteminin içinde kısıtlamaya ve otonomilerinin oluşmamasını sağlıyoruz. Bir hastaya verilen yaşatma değerini bir öğrenciye eğitme değeri olarak yansıtmalıyız.

Çünkü onlar iyi eğitilemezse iyi yaşatamazlar.

Ortak dilimizin olmaması (Herkes ayrı telden çalıyor modunun kapatma düğmesinin bozulmuş olması)

Bu maddede akademisyenlere yüklenmek istiyorum. Bakın size bir öğrenci geliyor. En az 4 yıl sizinle zaman geçiriyor. Rol model aldığı kişi sizsiniz. Sizin ünvanınız derecesinde rol model durumunuzda önemle artıyor. Siz iş yerinizde çalışma arkadaşlarınız ile konuşmuyor. Bir araya gelmek istemiyor. Gruplaşıyorsanız. Lütfen öğrencinizin de böyle yaptığını görünce şaşırmayın. Armut dibine düşer. O sizin kopyanızdır. Kendinize benzeyen bir kişiyi hayata sürmüşsüz.

Hayırlı olsun.

Siz öncelikle karakterli bir kişi sonra iyi eğitilmiş bir hemşire yetiştireceksiniz.

Bu düşünce yapısında olmadan mezun olan her hemşirenin hatası da size yansıyacaktır.

Görüyorum ki bir hemşire bir proje yapıyor. Sonra onu duyan biri ona destek vereceğine veya o oluşumun içinde olacağına gidip aynı projeyi yapmaya çalışıyor.

Birlikte güç doğar derler. Git katıl ona, farklı bir renk kat. Böyle yapmazsan senin de başarılı olman zor be arkadaşım. Asıl sorun çekememezlik. (Sanırım biz mesleki değerlerden önce insani değerler kazandırma konusunda yetersiziz.)

Bu konunun sadece etik ilkeler altında mesleki boyutta ele alınmasından ziyade insan olarak ele alınması hatta insani değerler olarak ders verilmesi gereklidir.

Ortak bir terminolojide bilimsel çalışmaların yapılması, etkinliklerin koordineli bir şekilde efektif olarak gerçekleşmesi ve öğrencilerin rahatça davranabildiği öğrenci akademisyen ilişkilerinin oluşması ortak dilin ortak yapımızın oluşmasını sağlar.

**

Yazdıkça yazasım geliyor. Bu konuda ileride güzel bir söyleşi yapacağız. Sorundan ziyade entelektüel oluşumlar, hemşirelikte fütürizm ve gelecekte olmasını istediğimiz, her yönüyle nasıl bir hemşireliği oluşturmak odaklı neler yapılabilirliğin konuşulması gerekli olduğunu düşünüyorum.

**

Gelelim ‘Hemşireler Olarak Neden Kendi Babil Kulemizi İnşa Edemiyoruz?’ sorusunun cevabına..

Babil kalesinin hikayesi ise;

Pek çok efsanede ve kutsal kitaplarda adı geçen Babil Kulesi, yeryüzündeki ulusların ve onların konuşmakta olduğu binlerce dilin nasıl ortaya çıktığıyla ilgili bir inanış unsurudur: İnsanlar, Tanrıya ulaşmak ve ona daha yakın olabilmek için, uyum içerisinde ve büyük bir istekle göğe yükselen bir kule inşa etmeye girişmişlerdir. Kule, çok geçmeden yükselmeye başlamış ve bunu gören Tanrı, kuleyi inşa eden her insana ayrı bir dil vermiş, onları dünyanın dört bir tarafına savurmuştur. İnsanlar birbirleriyle anlaşamadıkları için kulenin yapımı da durmuş ve dünya üzerinde çok sayıda ulus ve bu uluslara ait binlerce dil türemiştir.

**

Hemşirelik kültürünü oluştururken mesleğimizin Babil Kulesi yarım kalmıştır. Meslekte farklı diller oluşmuş. İlerleme durmuştur. Bu durumda ortak bir amaç içinde olduğumuzu söylüyorsak ortak çalışmayı da öğrenmeliyiz.

‘Mesleğimiz dağılarak sonumuz tarih sayfalarında böyle bir meslek vardı’ şeklinde olacaktır. Yok olacaktır. Bu yok olmayı biz engelleyebiliriz.

Fikir ve düşüncelerinizi bizimle her zaman yorumlardan ve saglikatolyesi@gmail.com adresinden ulaştırabilirsiniz. En geç 48 saat ama ilk 24 saate size geri bildirim vermeye çalışıyorum.

**

Sen de Topluluğumuzun Bir Parçası Ol

Yazarlık başvurusunu ile ilgili açıklayıcı bilgilere yukarıdaki buradan ulaşabilir.
Direkt başvuruyu ise aşağıdaki linkten yapabilirsiniz.
https://goo.gl/forms/7gtKei53ddxYgTfG3

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.