Değerli Sağlık Atölyesi Okuyucuları; 

Çok uzun zamandır bu yazıları nasıl yazdığım ve kendimi nasıl geliştirdiğim ile ilgili sorular alıyorum. Bu soruları tek tek cevaplamak artık dayanılmaz bir noktaya geldiği için bu soruların cevabını bu yazımda elimden geldiğince vermeye çalışacağım. Uzun bir yazı okumaya değer olduğunu okuyunca anlayacaksınız. 

Öncelikle yazının başlığını ne koymam gerektiğini uzun süre düşündüm. Burada gelişimimi sağlayan şeyler beni bugünlere getirdiği için yazının başlığını ‘Beni Ben Yapan Şeyler..’ olarak koymayı uygun buldum.

Ara bir dipnot geçmem gerekecek bir konu var. Çoğu yazılarımda yazıların sonuna ‘iki nokta – .. ‘ koyduğumu fark edenleriniz vardır. Bu iki noktanın benim için bir anlamı var. İki nokta; nokta gibi bir konuyu veya yazıyı bitirmez, üç nokta gibi sonsuza kadar da devam ettirmez. Benim için yolda olmayı ve değişimi ifade eder. 

Öncelikle bugünlere gelmemde en büyük etkenleri kullandığım ve faydalandığım ürünler bazında listeleyeceğim. Ürünler ile ilgili marka vermemde sorun olduğunu düşünmüyorum. Reklam kaygımız yok. Reklam veren olursa çok daha güzel işler çıkarabiliriz 🙂

1. Akıllı Telefon

Belki beni ben yapan şeylerden en önemlisidir. İlk Nokia 2100’la başladığım yola ilk aldığım akıllı telefon olan General Mobile ile devam ettim sonradan bende işe yararlık anlamında Iphone’u (Iphone 7) tercih ettim (hediye geldi). Çünkü telefonla tükettiğim içeriği size anlatamam. Kullandığım telefon her şeyimi karşılamak zorunda. Çünkü artık mobil bir toplumuz. Arabada, otobüste, asansörde, yemek yerken, tuvalette.. Hani yıllık kaç kitap okudun diye bir yaklaşım var ya bence ben yılda okuduğum kitaplardan daha fazlasını telefondan tüketiyorum. Telefonumu o kadar kişiselleştirdim ki, onlarca eğitim, dergi, haber, iş kolaylaştırıcı uygulama yükledim (Hangi uygulamalar olduğunu ayrı bir yazıda yazacağım). Her birini ayrı dönemlerde aktif olarak kullanıyorum. Günlük, haftalık ve aylık tükettiklerimi klasörledim. Bu bana kolaylık sağlıyor. Ayrıca telefonun bulut sistemlerini ise dosya arşivlemesi olarak çok sık kullanıyorum. Benim için küçük bilgisayar niteliğinde.

2. Tablet 

Bu konuda içimde hep bir yangın var. İlk tabletimi sırf PDF formatında içerik okumak amaçlı üniversite yıllarımda almıştım. Miyadını bitirirken arkadaşıma hediye ettim. İkinci tabletimi ilk işe girdiğim ay almıştım. Samsung Tab S’ti. Çalındı. Sonra ise 2 yıldır Ipad Air 2 kullanıyorum. Çok memnunum. Tableti çoğu zaman yanımda taşırım fakat son zamanlarda evde bırakıyorum. Uzun yola giderken yine yanıma alıyorum. Tablet rahatça içerik tüketmenin en verimli yolu. Ekran büyüklüğü bir A4 kadar zaten. Göz yorulmuyor. Büyütme küçültme sorunu yok. Ekran resimlerinin üzerinde oynayarak bir arşiv yapabiliyorum. Tabletimi de telefonum gibi kişiselleştirdim. Telefona göre çok daha işlevsel kullandığımı düşünüyorum. Ek üzüldüğüm yanı ise kaleminin ve direkt internete bağlanan özelliğinin olmaması. Bu durumu ileride aşarsam çok daha verimli olacağıma eminim. Özellikle haftasonları cam kenarında elimde kahve ile haftasonu okumalarımdan aldığım keyfi anlatamam.

3. Bilgisayar

İlk bilgisayarımı biriktirdiğim para ile üniversite birinci sınıfta aldım. DELL marka bir bilgisayardı. Taş gibiydi taş. Çok dayandı hala emekliye ayrılmadı. Ekranı vs kırıldı ama dedim ya taş gibi. Sonra ise kardeşimin çok kullanmadığı 18 inç Packard Bell bilgisayarına el koydum. O bilgisayar ile neler yaptım neler. Sonra ise ekranı kırık bir bilgisayar daha geçti elime ekranını tamir ettirdim, onuda kullanıyorum. Şimdi ise yer yere götürdüğüm HP Probook var. Artık MacBook dönenime girme zamanımız geldi fakat uygun şartları bekliyoruz. Bilgisayarlar gerçekten bu çağımızın farklı yaşanmasını sağlayan teknolojisi olduğunu düşünüyorum. Lise yıllarımda üniversite sınavına çalışırken evimizin yakınlarında var olan kırtasiyeci bir arkadaşın bilgisayarını dükkanı akşam kapattığında sabaha kadar ders çalışmak için alırdım. Sabah dükkanı açacağı saate ise dükkanın önünde bilgisayarı vermek amaçlı beklerdim. İnternette eğitim video içeriği çok azken amatör şekilde çekilmiş eğitim videolarını defalarca izleyerek üniversite sınavına hazırlandım. Wifi çeksin diye az duvarların köşelerinde elimde bilgisayar ile ders çalışmadım. Bir de bilgisayarlar ile haşır neşir olduğumuz kazandairesi diye bir yer var. 5-6 yılımı geçirdim orada fakat oradaki hikayeleri, anıları anlatması 10 yıldan fazla sürer.

Her zaman bilgisayarlarımı kişiselleştirmişimdir. Şuan ileri derecede kişiselleştirdim. Kendime klasör sistemi oluşturdum. ilk bilgisayarı aldığımdam beri biriktirdiğim arşivlere çok rahat ulaşıyorum. Bu zaman kaybını önlüyor. Bir harici harddisk almanızı öneririm. Eğitim geçmişinizi orada kaydetmeniz çok önemli. Eğitim ile ilgili ihtiyaçlarınızın ne zaman ve nerede çıkacağı belli olmuyor. Çalışmalarımı en fazla Google Chrome üzerinden yapıyorum. Çok kullanışlı ve basit geliyor. Google 150’den fazla ürünü var. Youtube, Gmail vs. Ben neredeyse 50 tanesinden fazlasını bizzat kullanıyorum. Yeni yeni keşfettiğim ürünleri gerçekten insan hayatını kolaylaştırıyor. Yandex, Mozilla, Safari gibi internet tarayıcılarını da neredeyse sık kullanıyorum. Her birinde ayrı işlerimi yürütüyorum. Her biri farklı bir işime göre özelleşmiş durumda. Ayrıca eklentiler benim en büyük kurtarıcım. En fazla Google Chrome için eklenti kullanıyorum. Arama bölgesinin yarıdan fazlasını eklentilerim oluşturmakta. Kullandığım eklentileri ayrı bir yazıda niçin kullandığım ile birlikte yazmayı düşünüyorum. Diğer bir şey ise; Google Chrome’un dosyalama sistemini kullanmak çok iş görücü oluyor. Burada binlerce web sitesini amaçlarına, ilgi alanlarıma, içeriklerine göre arşivleyerek sitelere kolay ulaşmamı sağlıyor. Bu inanılmaz derecede iş kolaylaştırıcı.

Bilgisayar demişken Microsoft’un programlarından bahsetmeden geçmeyelim. Word, excel, powerpoint vs hepsini kurcalayın. Ben öyle öğrendim. Özellikle powerpoint adam powerpointten çizgi film yapınca sınırımızın hayal gücümüz olduğunu görünce üzerine biraz daha fazla düştüm. Karşılığını aldım.

Yani bu bilgisayar ile çok fazla işler yapılabilir. Mutlaka bir üniversite öğrencisiyseniz bilgisayarınızın olması şart.

Resim 1. Çalışma masamdan bir görüntü

4. Kitaplar

Bu konuda düzenli para verip kitap alan biriydim. Artık vermiyorum yada çok nadir bulunan kitaplara veriyorum. Son zamanlarda bu durumu farklı yollarla çözüyorum. Teknoloji gelişti (anladınız siz onu). Kitaplar beni bugünlere getiren en önemli şeylerdir. Onlar beni özgürleştiriyor. Ne kadar çok okursam o kadar bilmediğim konusunda hayıflanıyorum. Bunu okuyarak telafi etmeye çalışsam da bir yere kadar gidebiliyorsunuz. Bence bir üniversite öğrencisi her hafta en az 250-300 sayfalık bir kitabı bitirmeli. Kitaplar konusunda kütüphaneler, kitap arkadaşlıkları vs işinizi fazlasıyla görecektir. PDF de olsa kitapları telefondan, tabletten, bilgisayardan okuyun, okutun.

5. Not Defterleri

Hayatım boyunca not alarak çalışmışımdır. Zeki değilim. Belirli bir zeka seviyemiz mevcut tabi. Sadece istikrarlı ve düzenli çalışarak yapabiliyorum. Benim öğrenme şeklim bu. Bunu geliştirmeye çalışıyorum. Not alarak çalışmak yada herhangi bir şey hakkında not almak öncelikle bana huzur veriyor. Sonrasında ise aldığım notlar üzerinden düşünmemi sağlıyor. Bazen bir sayfa aldığım notlara bir kaç dakika bakmak tablonun bütününü görmemi sağlayabiliyor. Not defterlerime günlük yapılacaklar listesi yapıyorum. Yaptıkça üzerlerini çizerek gün içinde plnalı hareket etmeye çalışıyorum. Onlarca not defterim var. Hiç birini atmam. Öğrenciyken tuttuğum notlara yıllık gözden geçirmeler yaparak güncel bağlar kurmaya yada farklı aldığım notlar ile bir bütün oluşturmaya çalışırım. Bir söz var sahibini hatırlamıyorum. Geçmişe bakarak birleştirdiğin noktalar ile nereye gideceğini görürsün der. Bu da böyle bir etki yapıyor sanki. Fakat notların farklı bir özelliği de var. Kendini hep okutmak ister. Anılarınızı hatırlatır. Günlükler gibi. Fakat fazla şey etmemek lazım. Takılmamak yani. Sonuçta bir arabada dikiz aynasına bakarak ileriye gidemezsiniz.

Not Defterin ve Sen – İyi Bir Not Almak İçin Yapılması Gerekenler

6. Podcastler

Son bir iki yılımda daha fazla keşfettiğim bir durum bu. Keşke daha önce keşfetseymişim dediğim türden. Araba aldıktan sonra uzun yola giderken artık kitapları, dergileri, önemli kişilerin konuşmalarını dinliyorum. İstanbul – İzmir arası sıklıkla seyahat yaptığım için 5-6 saat aralıksız kitap dinlediğim olmuştur. Bu konuda sınırsız bir kaynak var. Tüketip, tüketmemek size kalmış.

7. Filmler / Belgeseller

Film ve belgesel izlemeyi hep sevmişimdir. Bunun için internet üzerinden genellikle erişilmesi zor film ve belgesel arşivlerinden izlediğim onlarca film ve belgesel mevcut. Ufak açıcı ve bilgilendirici. Anlaşılması kolay ve öğrenmenizi kolaylaştırıcı etkisi ile bence düzenli olarak izlemekte fayda var. Özellikle ingilizce alt yazılı izlemek her şeyi tam anlamasanız bile ana temayı çok rahat içselleştirmenizi sağlayarak çok farklı bir etki yaratıyor.

8. İnternet Siteleri 

Bu maddeyi neredeyse çoğu maddenin içinde geçirdik fakat günümüzde ayrı bir önemi var. Kısaca binlerce site dolanıyorum. Eminim çoğuda algoritmalar nedeniyle önüme bile gelmiyor. Böyle bir çağ için Joe Lex’in söylediği bir söz var. Ben biraz değiştirerek kendimize uyarlamak istiyorum.

5 yıl önce neler yapıldığını öğrenmek isterseniz, bir kaynak kitap okuyun, 
2 yıl önce neler yapıldığını öğrenmek isterseniz, bir bilimsel dergiyi açın, 
Şu andaki yapıldığını öğrenmek isterseniz, iyi bir konferansa gidin, 
Gelecekte neyin, nasıl yapıldığını bilmek istiyorsanız koridorlarda konuşulanlara kulak kabartın ve internet sitelerini kullanın. 

Resim 2: Çalışma masamdan bir diğer görüntü

9. Tanıştığım İnsanlar

Bu madde belki içlerinde en önemlisi. Şimdiye kadar çok farklı insanlar ile tanıştım. Daha da tanımaya devam ediyorum. Fakat dikkatimi çeken bulunduğum ortamlardaki kişilerin hep benden çok daha fazla deneyimli kişiler olmasıydı. Lise yıllarımın geçtiği Alaplı’da bu böyleydi. Şimdi doktora yapıyorum. Sınıf arkadaşlarımın içinde en küçük benim. Bu akışın çoğu zaman bana doğru olmasını sağlıyor. Bu konuda şanslı olduğumu düşünüyorum. Ayrıca hayatınız boyunca bir çok kişi ile yollarınız ayrılacak. Bunu olumsuz düşünmemeye çalışın. Ben onları geride bırakmıyorum. Ben normal yürüyüşümü yaparken onlar yavaş kaldığı için geride kalıyorlar. Böyle düşünmeniz kötü ayrılıklara sebebiyet vermeyecektir.

10. Sonu Olmayan Merak

Bir merakım var başıma bela.. Bir insan bir gergedanın boyunuzu ile bilgiyi mesleki bir bilgi kadar öğrenmek ister mi? Ben istiyorum. Böyle bir şey bendeki merak. Her şeyin başlangıcı da bu bitişi de.

Bu maddeleri daha fazla arttırmak mümkün. Fakat burada noktalasam iyi olur. Saat 01:00’e geliyor. Bu konuda size önerilerimi sıralamaktansa tek bir öneri vermek istiyorum. Bu önerim ise; geleceğinize yatırım yapmanız için uygun ihtiyaçlarınızı karşılayacak hareketlerde bulunmanızdır. Bilgisayara mı ihtiyacın var. 2000 TL’lik olanı alma 700 TL’ye olanı al. Ben öyle yaptım. O senin işini görür. Yani işinizi ne görüyorsa onu alın. Zaten hayat akışınızda bir değişiklik olursa iyisini alırsınız. Bir işe girin. Çok rahat biriktirebileceğiniz bir para bu. Üşeniyorsanız, kaybettiğinizi düşünüyorsanız yorganınızın altına girin ve hayata küfür etmeye başlayın. Bir zaman sonra işlerin böyle yürümediğini göreceksiniz. Umarım geri dönülmez noktalara gelmeden farkına varırsınız.

Benim gibi olmaya çalışmayın. Herkesin kendine ait bir yapısı vardır. Kendi yolunuzu bulmaya çalışın. Kendiniz olmaya çalışın. Bizlerden sadece esinlenin.

Umarım bu yazım sizlere faydalı olur.

Bana sorularınız olursa saglikatolyesi@gmail.com adresinden mail atabilirsiniz. En yakın sürede sizlere dönüş yapmaya çalışacağım. 

Sevgiler.

**********

Dünya çok hızlı değişiyor.

Hemşirelik ve ebelik camiasının bu değişime ayak uydurabilmesi için hayat boyu öğrenmeye önem vermesi gerekmektedir. Hayat boyu öğrenen hemşireler ve ebeler oluşturmak için Sağlık Atölyesi ve Dijital Hemşire bloglarını kurduk.

Bu anketle Sağlık Atölyesi ve Dijital Hemşire bloglarının hayat boyu öğrenmenize etkisini ölçmeye çalışıyoruz.

Bu çalışmaya destek vermeniz bizim için çok elzemdir. Çünkü bu çalışma sonunda ulusal çapta bir değişim dalgası yaratabiliriz.

Ne kadar çok hemşirelik ve ebelik camiası mensubuna ulaşırsak çalışmadan çıkan verilerin güvenliği ve hemşirelik ve ebelik mesleğine katkısı fazla olacaktır.

Desteklerinizi bekliyoruz.

Aşağıda çalışmanın linki yer almaktadır.

Daha güzel şartlarda yaşamak ve çalışmak amaçlı 4-5 dakikanızı ayırmanızı rica ediyoruz.

Unutmayın, damlaya damlaya göl olur.

https://goo.gl/forms/8isSf4Du6z3lZ5BE3 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.