Görsel URL: https://www.muhendisbeyinler.net/wp-content/uploads/2018/02/plasebo-etkisi.jpg

 

Değerli Sağlık Atölyesi okuyucuları;

Bu yazımızda sizi farklı boyutları ile ilgili aydınlatmak istediğimiz bir konuyu irdeleyeceğiz. Bu konuyu öğrencilik hayatınızda çok duymuşsunuzdur. Konunun adı: Plasebolar. Fakat ne olduğu ile ilgili çok fazla bilgi sahibi olmamakla birlikte nasıl bir şey olduğu ile ilgili farklı düşüncelerimiz olmuştur.

Bu yazımız bu konuda sizin daha fazla netlik kazanmanızı sağlayacağını düşünüyorum.

Umarım faydası olur.

**

Plasebolar farmakolojik etkileri olmaksızın, ilaç niyetiyle ve onun beklentisiyle alınan maddelerdir. Dolayısıyla hastalık semptomlarını hafifletebilmekte veya hastaların bu semptomları olumlu yönde yorumlamalarına neden olabilmektedirler. İlaçlara özgü farmakolojik şekilleri olan ancak gerçekte, ilaç etken maddesi değil inert bir maddeyi içeren preparatlar olarak plasebolar, bir dereceye kadar ve genellikle de geçici bir süre terapötik etkinlik göstermektedirler. Çünkü plasebolar; bir semptoma, sendroma veya hastalık durumuna spesifik bir aktivitesi olmayan ancak etkisi olan, tedavinin etken maddesiz formlarıdırlar. Dolayısıyla plasebo etki hastalığın değişimini sağlayan sembolik bir önem taşımaktadır. Tedavinin bir parçası olan plasebolar belirli bir farmakolojik ve fizyolojik özellik oluşturmazlar.

Plasebo kulanımınıdan ilk söz eden kişinin Sir Thomas Percival olduğu bildirilmektedir. Percival plasebo kulllanımına 1803 yılında “Tıbbi Etik” adlı yayınında değinmiştir. Daha sonra 1811’de Hooper’ın tıp sözlüğünde de plasebo tanımı yer almıştır. 19.yy’ın sonlarına doğru hekimler plasebo ve plasebo etkinin farkına varmışlar ve tedavilerinde bundan yararlanmışlardır. Ancak Lous Pasteur gibi bilim adamlarınca, belirli hastalıklara neden olan bakterilerin bulunması tıp uygulamalarında plasebolara, inanışlara, beyin-vücut etkileşmelerine olan ilgiyi azaltmıştır. Diğer taraftan plaseboların, tedavinin bir parçası olmak yerine elimine edildiklerinde problem yarattıklarının anlaşılmasıyla plasebo kullanımına olan ilgi 1950’ler de yeniden artmış ve o yıllarda Beecher, Pepper ve Lasagna plaseboyla ilgili araştırmaların öncülüğünü yapmışlardır. Aynı yıllarda plasebolara ve plasebo etkiye olan ilgide görüş ayrılıkları beraberinde görüş ortaklığını da getirmiştir. 1960’larda özellikle psikiyatri alanında çalışmayan hekimler tedavilerinde plasebo kullanımını desteklerken, psikiyatristler kendi içlerinde de ayrılarak, plasebo kullanımına karşı çıkmış ya da plasebo kullanımını desteklemişlerdir. Hastalar için birer etken olabilecek psikolojik faktörlerin daha az dikkate alındığı ve geçerli tedaviler olarak cerrahi ve farmakolojik uygulamalara odaklanan tıbbi çevrelerde ise plasebolara “içi boş” denilmektedir.

Plasebo latince bir kelimedir ve kelime anlamı “memnun edeceğim” demektir.

Hastalıkların tedavisinde kullanılan, belirli bir dereceye kadar ve genellikle kısa bir süre terapötik etkinlik gösteren plasebolar, örneğin ağrılı veya anksiyeteli hastalarda kullanıldığında semptomları olumlu yönde düzeltmektedirler. Dolayısıyla plaseboların genel olarak kullanım gerekçelerine bakmak gerekmektedir.

Plasebo kullanımının gerekçeleri nelerdir?

  • Yeni ilaçların, ilaç etkinliği araştırmalarında, nonspesifık etkilerin kontrolü için gereklidirler.
  • Tedavilerin etkinliğini ölçmede kullanılırlar.
  • Hekimler mental hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçların hasta üzerinde oluşan etkilerini tanımak için kullanmaktadırlar.
  • Plasebolar bilinmeyen olarak kullanıldıklarında, gözlemcinin ve hastanın önyargısını elimine eden araçlar olmaktadırlar.
  • İlaçların etki mekanizmalarının incelenmesinde önemli araçlardır.
  • Plasebolar, hastalığın doğal seyrine bağlı olan değişimleri, ilaç etkisine bağlı olanlardan ayırt ettirirler.

Plasebolar, kimyasal bir maddeye etki kazandırmak veya kimyasal maddenin mevcut etki mekanizmasını artırmak dışında da önemli bir nedenle kullanılmaktadırlar: Tedavisi olmayan veya tedavisine hekimce gerek görülmeyen durumlarda hastanın cesaret ve moralini korumak için ilaç yerine kullanılmaktadırlar.

Plasebo etkiyi oluşturmada plasebodan da önemli olan bazı faktörler bulunmaktadır;

a) Hastaların pozitif inanç ve beklentileri,
b) Hekim veya sağlık çalışanlarının pozitif inanç ve beklentileri,
c) Hasta ve hekim arasındaki dinamik ve iyi ilişkiler,
d) Uygun hasta ve hastalık.

Plasebolarm kullanımın bakıldığında plasebo tedavisinin, ameliyattan hasta hikayesi almaya kadar geniş bir yelpazeyi kapsadığı anlaşılmaktadır. Örneğin 1955 yılında “plasebo etki”nin öncülüğünü yapmış olan Beecher; ilaçların neden olduğu ruhsal değişiklikler, anksiyete, ameliyat sonrası yara ağrıları, deniz tutması, soğuk algınlığı, ağrı ve öksürük gibi olayların %35’inde plasebo etkiyi belirlemiştir. Yakın zamanlarda da astım, göğüs anjini, konjestif kalp yetmezliği ve koroner arter hastalıkların mortalitesinde plasebo etkiden söz edilmektedir. Örneğin; bir araştırmada plasebo tedavisi gören bronşiyal astım hastalarının %66’sında, başka bir araştırmada ise herpes simplex virüsü olan hastaların % 80’inde iyileşme olduğu belirtilmektedir. Ancak, hastanın ruhsal durumunun, hastalığı ile ilgili tutum ve davranışlarının, heyecan derecesinin, yorumunun rol oynadığı, ağrı, depresyon, anksiyete ve iştahsızlık gibi semptomların ve bazı otonom sinir sistemi bozukluklarının plaseboya iyi cevap verdiği; ateş, organik bozukluklar, midriyazis gibi somatik belirtilerin veya durumların plaseboya cevap vermediği ifade edilmektedir. Dolayısıyla plasebo cevabı etkileyen faktörlere de değinmek gerekmektedir.

Plasebo cevabı etkileyen faktörler nelerdir?

  • Genetik ve ilgili psikolojik değişkenler
  • Çevresel faktörler
  • Hekim-hasta etkileşmesi
  • Tecrübelerin etkilediği algılar
  • Tedavinin yapıldığı ortam, mekan
  • Stres
  • Tedavi süreci
  • Klinisyenin ve hastanın tedaviden beklentileri

Plaseboyu uygulayan kişiye ait faktörler*

  • İlgi
  • Sempati
  • Empati
  • Yakınlık
  • Ilımlı olmak
  • Prestij

Hastalığa ait faktörler (örneğin ağrı karakteristiği)

*Hekim-hasta ilişkisinde hekimin davranışları, kullanılan ilacın yararına dönük inandırıcılığı ve samimiyeti, hastaya gösterdiği samimiyet ve verdiği güven, ilacın plasebo etkinliğini artırabilmektedir. Bu durumun tersinin yaşandığı olaylarda da, örneğin; hekimin ilgisizliği, soğukluğu ve kararsızlığı plasebo etkinliği azaltabilmektedir.

Plasebo uygulandığında, hastalık belirtilerinin düzeldiğini, somatik ve/veya ruhsal durumunda değişiklik olduğunu söyleyen kişilere plasebova tepki verici (placebo reactor), plasebo kullandığında yan etki olduğunu söyleyen kişilere ise plasebova olumsuz tepki veren (placebo negative reactor) denilmektedir. Plaseboya tepki vericilere yapılan psikolojik testlerde, genellikle telkine yatkın, ekstrovert, özgüveni az, başkalarına bağımlı olmayı tercih eden, kendisine söylenenlere ya da okuduklarına kolay inanan, nörotik kişiler oldukları belirtilmektedir. Ancak plaseboya tepki verme durumu, aynı kişide, zamana ve içinde bulunulan koşullara göre değişim gösterebilen, sabit olmayan bir durum olmaktadır. Dolayısıyla plasebo etkinin farkına varan ve plasebo cevabı etkileyen faktörleri de dikkate alan hekimin, tedavinin başarısını daha iyi değerlendirebildiği ve plasebo etkinin oluşumunda hekim ilgisinin arttığı literatürde belirtilmektedir.

Kaynak: Erdoğan Ö, N. (2002) Sağlık Hizmetlerinin Konusu: 'Plasebo ve Plasebo Etkiler' Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dergisi, 31(4), 273-284

***

Hemşirelik ve Ebelik bölümleri için ücretsiz tercih danışmanlığı veriyoruz.

Tercih Danışma Hattı Başvuru Formuna buradan ulaşabilir ve formu doldurabilirsiniz. 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.