Görsel URL: https://d2z0x0ebcaoj10.cloudfront.net/wp-content/uploads/2014/11/11093824/Treating-Sleep-Apnea-in-Cardiac-Patients.png

 

Kalp yetersizliği kronik hastalıktır ve ömür boyu tedavi gerektirir. Kalp yetersizliği hastasının, doktorun verdiği ilaçları düzenli kullanmanın yanı sıra tedaviden en fazla yararı görmesi, klinik tabloda ortaya çıkabilecek kötüleşmelerin önüne geçilmesi ve hastalığın ilerlemesine engel olunması için aşağıda sıralanan yaşam biçimi değişikliklerine uyum sağlaması gerekmektedir.

1. Sağlıklı vücut ağırlığını sürdürmek

Kalp yetersizliği hastasının yakınma ve bulgularının kontrol altında bulunduğu dönemde, doktor tarafından belirlenmiş vücut ağırlığı düzeyini koruması önemlidir. Vücut ağırlığında kısa ve uzun dönemde meydana gelen değişmeler hastalığın seyri sırasında oluşabilecek kötüleşmelerin habercisi olabilir. Bu nedenle hastalığın kontrol altında olduğu dönemdeki vücut ağırlığı korunmalı, özellikle kısa süre içinde oluşacak değişiklikler doktora bildirilmelidir.

Kilo kaybı

Kısa süre içinde fazla kilo kaybetmek önemli olabilir. Özellikle idrar söktürücü ilaç dozunda bilinçli ya da bilinçsiz yapılan artışlar, idrar söktürücü ilacın değişimi, kullanılan idrar söktürücü ilaca ilave edilen ikinci bir idrar söktürücü ilaç kullanımı kısa dönemde kilo kaybına yol açabilir. İleri evre kalp yetersizliği bulunan olgularda aylar içinde kas erimesine bağlı zayıflama ve kilo kaybı ortaya çıkabilir. Vücudun sıvı tutması halinde vücut ağırlığı sabit seyredebilir ve kas erimesi fark edilmeyebilir. Kilo kaybı beslenme bozukluğu ve alınan kalori azlığına bağlı da olabileceğinden karbonhidrat, protein ve yağ oranları diyetisyen tarafından belirlenmiş bir diyetin dikkatlice uygulanması, az fakat sık aralıklarla yeme alışkanlığının yerleştirilmesi önerilmektedir. Beklenmedik kilo kayıplarından her zaman doktorunuz haberdar edilmelidir.

Kilo artışı

Ani kilo artışı, vücutta sıvı tutulmasına, idrar söktürücü ilaç alımının kesilmesi ya da düzensiz kullanımına veya diyette alınan tuz miktarının artmasına bağlı olabilir. Sıvı tutulmasına bağlı kilo artışı vücut toplam sıvı miktarının artışı anlamına gelir. Dolaşan kandaki fazla sıvıyı pompalamak zorunda kalan kalbin iş yükü artar ve kalp daha fazla enerji harcayarak pompa görevini yerine getirmek zorunda kalır. Vücutta su tutuluyorsa genellikle birkaç gün içinde hızlı kilo artışı ortaya çıkar. Bu durum yakın bir zamanda kalp yetersizliği tablosunun kötüleşeceğine işaret eder.
Fazla yemeye bağlı kilo alımı uzun süre içinde vücut yağlanmasına bağlı kilo artışına neden olur. Bu durum da kalp için ekstra yük oluşturur ve kalbin günlük aktivitelerin yapılabilmesi için daha fazla çalışması anlamına gelir. Eğer aşırı kalori tüketiliyorsa, genellikle yavaş kilo alımı söz konusu olur. Ancak bu tür kilo alımı da kalp yetersizliğine bağlı yakınmaları arttırabilir ve hastalığın ağırlaşmasına neden olabilir.

Vücut ağırlığını takip etme

Kalp yetersizliği bulunan hastaların, mümkünse her gün aynı saatte (sabah tuvalete gittikten sonra) aynı tartı ile vücut kilosunu ölçerek kaydetmeleri ve birkaç gün içinde oluşabilecek ani kilo artışlarını doktora bildirmeleri önerilmektedir. Gerekiyorsa idrar söktürücü ilaç dozunun ve tuzsuz diyet rejimlerinin yeniden ayarlanması, sonradan oluşabilecek kötüleşmeleri önleyecektir.

2. Tuz tüketiminin kısıtlanması

Tuz alımının kısıtlanması kalp yetersizliği olan hastalar için en önemli yaşam tarzı değişikliklerinden birini oluşturur. Normalde vücudun belirli bir miktarda günlük tuz ihtiyacı vardır. Ancak alınması gerekli günlük tuz miktarı çok azdır. Günlük tüketilen doğal yiyecekler az miktarda da olsa tuz içerir ve yiyeceklerde hiç tuz kullanılmasa da doğal yiyeceklerden vücudun günlük tuz ihtiyacı karşılanır. Bir başka ifade ile yiyeceklere eklenen tuz hemen sadece damak tadı içindir.

Kalp yetersizliğinde, günlük yaşamda normal kabul edilen miktarlarda bile tuz tüketimi vücutta su tutulmasına neden olur. Bu fazla sıvı ayaklar, bacaklar veya karında şişmeye ve vücut ağırlığında artışa sebep olur. Ayrıca akciğerlerde sıvı toplanmasına yol açarak nefes darlığına sebep olabilir. Tuz aynı zamanda susama duyusunu arttırarak daha fazla su içilmesine yol açar, bu da vücut sıvı miktarı artışına katkıda bulunur.
Kalp yetersizliği hastasının günlük tuz tüketimi 2-3 gramı (2 silme çay kaşığı) geçmemelidir. Günlük diyet meyve ve sebzeden zengin (mümkün olduğunca taze), hayvansal yağlardan uzak işlenmemiş yiyecekler, düşük yağ içerikli günlük yiyecekler, çoklu doymamış yağlar (zeytin yağı gibi), kuru baklagil, balık ve tavuk içermelidir. Yemeklere tat katmak için tuz yerine ot, baharat veya meyve suları (limon/ıhlamur) katılabilir. Sofrada ve mutfakta tuzluk bulundurmamak tuz alımını azaltacaktır.

Hazır yemekler, konservelenmiş sebzeler, tuzlu peynir, işlenmiş et (sucuk, salam, sosis, jambon), paketlenmiş hububat, ekmek, işlenmiş domates (ketçap, domates suyu) ve sos (soya sosu) gibi tuzdan zengin yiyeceklerden kaçınmak gerekir. Satın alınan gıdalardaki gizli tuz miktarını görmek için her zaman etiketi kontrol etmek yerinde olacaktır.

Sıvı birikmesine ait herhangi bir belirti olmasa da veya idrar söktürücü ilaç kullanılıyor olsa da tuz alımını kısıtlamakla hasta kendini daha rahat hissedecektir. Ayrıca tuz kısıtlaması ilaç tedavisine alınan yanıtı kolaylaştırır. Tuzdan fakir diyetin kalp hastalığının oluşumunu önlemede de önemli rolü olduğu gösterilmiştir, dolayısıyla aile üyeleri ve yakın çevredeki bireylerde genel sağlık açısından tuz kısıtlamasından yarar göreceklerdir. Tuz kısıtlaması konusundaki bazı pratik öneriler şu şekilde sıralanabilir.

  • Yemeklerinizi hazırlarken tuz eklemeyin
  • Masadan tuzluğu uzaklaştırın
  • Yemeklerinizi tuz içermeyen ot veya baharatlar ile tatlandırın
  • Tercih ettiğiniz yemeklerin tuzsuz biçimlerine alışmaya çalışın
  • Doğal olarak tuz içeriği düşük olan gıdaları tercih edin (taze meyve, sebze, balık’da tuz içeriği düşüktür)
  • Satın aldığınız yiyeceklerin etiketlerini okumayı alışkanlık haline getirin

3. Sıvı alımının kontrolü

Tek başına tuz alımı fazlalığı vücutta sıvı tutulumuna neden olabileceği gibi tek başına alınan sıvı miktarının fazla olması da vücut sıvı miktarını arttırıp kalp yetersizliği tablosunu kötüleştirebilir. Fazla vücut sıvısının atılabilmesi için kullanılan idrar söktürücüler doktor önerisi ve kontrolünde kullanılır. Fazla sıvı tüketimi ile atılan sıvıların yeniden vücutta birikmesine engel olunması için günlük alınması gereken sıvı miktarını geçmemeye özen gösterilmelidir. Çoğu kalp yetersizlikli olgu için bu miktar günde 1.5-2 litre arasında değişir. Söz konusu miktar su, meyve suyu, çay, kahve, süt, ayran, çorba gibi tüm sıvı gıdaları içermektedir.

Alkol alımının kısıtlanması

Alkol alımı hem kısa dönem hem de uzun dönem kullanımıyla kalp yetersizliğini kötü yönde etkiler. Az miktarda alkol tüketiminin koroner arter hastalığını önlemede yararlı olduğu söylense de, kalp yetersizliği durumunda aşırı alkol tüketimi kısa dönemde kalp atım sayısı ve kan basıncını arttırarak ve uzun dönem kullanımında kalp performasının daha da azalmasına yol açarak zararlı olur. Alkolün günlük 1-2 kadehten fazla tüketilmemesi önerilir.

Eğer kalp yetersizliğine bağlı ciddi belirtiler varsa alkol alımı tamamen kesilmelidir.

5. Diyette potasyum alımının düzenlenmesi

Potasyum vücut fonksiyonları için alınması gerekli olan önemli bir mineraldir. Günlük önerilen miktar normal diyetle zaten alınmaktadır. Ancak kalp yetersizliği için idrar söktürücü ilaç kullanılıyorsa, idrar söktürücü ilacın tipine bağlı olarak idrarla potasyum kaybı olabileceği gibi potasyum tutan idrar söktürücü ilaçlarla vücutta potasyum tutulumu da olabilmektedir. Potasyum kaybettiren idrar söktürücü ilaç kullanan olguların potasyumdan zengin gıdaları tüketmeleri tavsiye edilebilir. Muz, portakal, kuru erik, kayısı, soya, kavun, brokoli, ıspanak, domates ve patates potasyum içeriği zengin besinlerdir. Tuzdan zengin gıdalar tüketilince vücuttaki sodyum oranı artar ve sonuçta bu durum potasyum kaybına da yol açabilir. Bu nedenle tuzdan fakir diyete de uymak önem arzeder. Potasyum tutucu idrar söktürücü ilaçlarla beraber kalp yetersizliğinde kullanılan bazı ilaçlar kan potasyum düzeyini arttırabilir. Bu durumda potasyumdan zengin besinlerin alımını azaltmak ve ilaç rejiminin doktor tarafından yeniden ayarlanması gerekir.

6. Yağ ve kolesterol alımının azaltılması

Yağlı yiyecekleri fazla tüketme sonucu kanda yağ ve kolesterol miktarı artabilir. Yüksek kolesterol düzeyi, kalp yetersizliğine yol açan koroner arter hastalığı ve kalp krizi ile ilişkilidir. Ayrıca yağlı yiyecekler yüksek kalorilidir ve kilo artışına yol açabilir. Diyette meyve ve sebze, balık, yağsız et, et yerine geçen gıdalar (örneğin soya) ve doymamış yağ içeren gıdalara ağırlık verilmelidir. Hazır gıdaların etiketleri okunarak kolesterol içeriği ve miktarını öğrenmek alışkanlık haline getirilmelidir. Yağlı süt ürünleri ve kırmızı et gibi doymuş yağ oranı yüksek gıdalardan kaçınılmalıdır. Yumurta sarısı ve hayvansal gıda tüketimini kesmek genellikle kolesterol seviyesinin düşmesine yardımcı olur.

7. Diyabetik diyet

Kalp yetersizliği olanların üçte birinde diyet, ilaç veya insulinle kontrol edilebilen diyabetin (şeker hastalığı) bir şekli görülebilir. Kalp yetersizliğinde kan şekeri düzeyini normal veya normale yakın sınırlarda sürdürmek şeker hastaları için önemlidir. Yüksek kan şekeri seviyesinin kalp fonksiyonuna direkt ve dolaylı yollardan zararlı etkileri vardır. Aynı zamanda diyabetik olgularda sıklıkla görülebilen enfeksiyonlar ve böbrek fonksiyon bozukluğu kalp yetersizliği tablosunu kötüleştirebilir. Diyabetik olguların kan şekerlerinin kontrol altında tutulması ve diyabete bağlı organ harabiyetinin önlenmesi veya ilerlemesinin önüne geçilmesi için mutlaka dahiliye uzmanı ya da endokrinolog takibinde olmaları gerekmektedir.

8. Kalp yetersizliğinde aktivite ve egzersiz

Kalp yetersizliği bulunan olguların, günlük aktivitelerini belirgin şekilde kısıtlaması, evde hareketsiz bir yaşam tarzına bağlanmaları istenen bir durum değildir. Araştırmalar kalp yetersizlikli olguların hafif düzeyde ve doktorun önerdiği biçimde yapacağı düzenli egzersiz aktivitelerin yaşam kalitesini arttırdığını ve kişilerin performansını koruduğunu göstermektedir. Günlük, belirli bir tempoda ve belirli bir sürede yapılan yürüyüşler yararlıdır. Daha düzenli ve sürekli egzersiz için kişinin beğendiği bir aktivite de seçilebilir. Yürümek başlangıç olarak iyi bir aktivitedir. Çok soğuk ve rüzgarlı havalarda ev içinde benzer aktiviteleri yapmak daha uygundur. Zaten yürüyüş yapıyorsanız veya fiziksel olarak kendinizi iyi hissediyorsanız, bisiklete binmeyi veya yüzmeyi deneyebilirsiniz. Hareketlere yavaşça başlayıp, mesafe ve tempo giderek arttırılabilir. Egzersiz yaptığınız sürece yanınızdaki birisiyle konuşabildiğinizden emin olmak iyi bir kuraldır. Eğer konuşamıyorsanız aşırıya kaçmış olabilirsiniz. Nefes darlığı, baş dönmesi, göğüs ağrısı, bulantı veya soğuk terleme hissediyorsanız egzersiz yapmayı durdurmalısınız. Aşırı yemek yedikten sonra veya uzun süre açlıktan sonra egzersiz yapmak doğru değildir. Egzersiz, hafif yemekten 1-2 saat sonrasına planlanmalıdır. Egzersiz öncesinde birkaç dakika ısınma ve sonrasında birkaç dakika soğuma aktivitelerine ayrılmalıdır. Isınma vücudunuzun ve kalbinizin biraz sonra yapacağınız egzersize alışmasını sağlar. Yaklaşık 5 dakikalık hafif germe egzersizleri veya hafif tempolu yürüyüş yeterlidir. Soğuma periyodu ise kalp hızınızın, kan basıncınızın ve adrenalin seviyenizin dereceli olarak azalmasına yardımcı olur. Bunun için en iyi yol yaptığınız egzersizin derecesini yavaş yavaş azaltmaktır. Yapılan egzersiz asla aniden kesilmemelidir.

Kalp yetersizliğinde egzersizle ilgili bazı pratik öneriler şu şekilde sıralanabilir;

  • Hafif yemeklerden sonra egzersiz için 1-2 saat bekleyin
  • Çok soğuk ve sıcak havalarda açık havada egzersiz yapmayın
  • Egzersiz öncesi ısınma ve sonrasında soğuma periyodlarını mutlaka uygulayın
  • Hangi çeşit egzersizi yaparsanız yapın asla nefesinizi tutmayın
  • Kendinizi en enerjik hissettiğiniz zaman diliminde egzersiz yapın
  • Aktivite yaparken konuşabildiğinizden emin olun. Eğer konuşmakta zorlanıy0rsanız aktivite derecenizi azaltın

Düzenli egzersiz sizin için çok faydalı olmakla birlikte bazı durumlarda egzersize ara vermeniz gerekebilir. Bu durumlar;

  • İstirahatte nefes darlığınız veya normalden çok kalp yetersizliği ile ilişkili yakınmanız varsa
  • Ateşiniz veya herhangi bir enfeksiyonunuz varsa
  • Göğüs ağrınız varsa
  • İlaç tedavinizde çok büyük değişiklikler yapılmışsa

9. Sigara’nın bırakılması

Sigara dumanındaki karbon monoksit, kanın oksijen taşıma kabiliyetini azaltır. Böylece kalp vücuda yeterli oksijen sağlamak için daha fazla çalışmak zorunda kalır. Sigara içimi aynı zamanda kan damarlarında yağ artıklarının birikmesine katkıda bulunarak damarların daralmasına ve kalp damar hastalığı olanlarda da kalp krizinin ortaya çıkmasına neden olabilir. Sigara içildiği sırada kalp damarları da dahil olmak üzere tüm vücut damarlarında belirli bir düzeyde büzülme/spazm meydana gelir, kalp hızı artar ve kan basıncında yükselme eğilimi ortaya çıkar. Buna bağlı kalp yetersizliği belirtileri ağırlaşabilir. Bu nedenle sigara bağımlılarının sigarayı bırakması, bunun için gerekirse destek tedavileri alması ve sigara içilen ortamlardan, pasif sigara içiciliğiden uzak durması gereklidir.
Sigarayı bırakmanın çeşitli yolları vardır. Yardım almaktan kaçınmayın çünkü birçok destek yöntemi bulunmaktadır.

Doktorunuz önerisi doğrultusunda, nikotin plasterleri (yapışkanları), sakız gibi uygun ürünler kullanılabilir. Yemek sonraları sigara içme yerine dişler fırçalanabilir. Ağız tadını değiştirmek bazen yardım edebilir. Sigarayı bırakmaya çalıştığınız erken evrelerde kahvehane, bar ve pub gibi sigara içilen yerlere gitmekten kaçının. Ağız ve elleriniz için kalem oynama ve sakız çiğneme gibi uğraşlar bulunabilir. Aile içinde, özellikle sigara içen üyeleri de işin içine katmak başarı oranını arttıracaktır.

10. İş hayatı

Kalp yetersizliği tanısı almanız iş hayatınızın bittiği anlamına gelmez. Aslında çalışma sizi canlı tutar ve depresyondan korur. Eğer çok fazla yakınmanız varsa veya bu yakınmalar nedeniyle hastaneye yatmanız gerektiyse ilk önce çalışmak size imkansız gelebilir. Bu nedenle tedavinin düzenlenmesi ve kendinizi daha iyi hissedinceye kadar iş hayatı ile ilgili uzun vadeli kararların verilmemesi uygun olacaktır. Önemli olan işinizin gerektirdiği fiziksel aktivite derecesidir. Masabaşı işi yapıyorsanız işinizin başına dönebilirsiniz. Ancak fiziksel güç gerektiren bir işiniz varsa o zaman daha az fiziksel güç gerektiren bir işe geçmeniz uygun olacaktır. Ülkemiz şartları göz önüne alındığında iş değiştirmek kolay olmasa da, evde oturmak yerine hastalığınız ile uyumlu olabilecek bir işte tam gün veya yarı zamanlı çalışmak sizi hayata bağlar. Çalışamayacak kadar yakınmaları olan hastalar malulen emeklilik haklarını kullanabilirler.

11. Seksüel aktivite

Pek çok kalp yetersizliği hastası seks hayatlarının devamı konusunda endişelidir. Diğer başka fiziksel aktivitelerde olduğu gibi kendinizi kötü hissediyorsanız, nefes darlığınız belirgin ise veya göğüs ağrınız varsa seks yapmamalısınız. Bunun dışında seks kalbiniz için zararlı değildir. Ağır yemek veya alkol alımı sonrası seksten kaçınmak gereklidir. Bir önemli nokta da kalp yetersizliği hastasının (kalp yetersizliğine bağlı olarak) hastalığın kendisinden kaynaklanan bir takım seksüel problemlerinin olması gerçeğidir. Seks isteğinde azalma, iktidarsızlık gibi problemler yaşıyorsanız bunları doktorunuzla rahatlıkla paylaşabilirsiniz.

 

Kaynak: https://www.tkd.org.tr/kalp-yetersizligi-calisma-grubu/sayfa/toplum_icin_bilgiler#a1 Erişim Tarihi: 21.03.2018 Saat: 08:26

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.