Görsel URL: https://www.healthschoolfinder.com/good-reasons-to-go-to-nursing-school/

 

2018 yılı hemşire ve ebe atamalarına az kaldı. Atamalar ile ilgili bir çok mesaj aldık. Elimizden geldiğince hepsini cevaplamaya çalıştık. Bu konu üzerinde merakların fazla olması sebebiyle atama yapmak isteyen hemşire ve ebeler için tavsiye niteliğinde paylaşımlarımız olacaktır.

Öncelikle bu yıl büyük bir oranda hemşire ve ebe alımı yapılacak bilgisi ortalıkta dolaşırken atamanın önümüzdeki bir kaç ay içinde olması muhtemel görünmektedir. Bu süreci iyi değerlendirmek aslında ‘atama yapma kararı’nı vermek açısından önem arz etmektedir.

İsterseniz samimi bir şekilde vermek istediğim önerilerime başlayalım.

Atanma Kararını İyi Düşündükten Sonra Verin

Bize gelen soruların büyük bir çoğunluğunu bu soru oluşturuyordu. ‘Üniversiteden yeni mezun oldum, direkt atanmalı mıyım, yoksa özel hastanelerde deneyim kazanıp sonradan mı atama yapmalıyım?’ ‘Uzun bir süredir özel hastanelerde çalışıyorum. Düzenimi bozmak istemiyorum fakat garanti fenomenbet bir yaşam için atama yapmalıyım.’ Örneklerle verdiğim sorulardaki gibi soruların cevapları aslında başkasında değil. Öncelikle kendinizi, hayat şartlarınızı, beklentilerinizi, değerlerinizi, kariyer düşüncenizi masaya yatırmanız gerekmektedir. Bu konuda fikrine güvendiğiniz sizi tanıdığınızı düşündüğünüz bir hocanızdan veya arkadaşınızdan fikir alabilirsiniz. Fakat bu fikir sizin yerinize karar vermemelidir. ,

Atama kararını verme konusunu muhabbetlerimizde daha fazla ağzımda çiğnemek istediğim bir konu var. Bu konu hayat amacımızı belirlemek. Çünkü bu konu aslında atanma durumunun en kritik noktasını oluşturmaktadır.

İyi bir karar vermek için ilk yapılması gereken hayat amacınızı belirlemektir. Bu amacı ise bir günde belirlenen bir durum değildir. Öncelikle kendinizi tanımalısınız. Neyi yapamayacağınızın, neyi yapabileceğinizin farkında olmalısınız. Yeni mezun olduğunuzda ki düşünceniz ile 2-3 yıldan fazla klinikte çalışmışlık sonrası düşüncenizde farklılıklar olacaktır.

Örneğin; yeni mezun bir hemşirenin hayalini lisans sonrası eğitim (yüksek lisans ve doktora) öncelikli olabilir. Bunun için ilgilendiği alanın bulunduğu bir üniversitenin şehrinde çalışmak isteyebilir. Kendine bu konuda kariyer anlamında süre tanıyabilir. Üniversitenin bulunduğu şehir ile ilgili çekinceleri ise bu eğitim ideali ile çelişebilir. Aynı zamanda bazı ailelerin ise yeni mezun hemşirelerin kendilerine yakın olmalarını istemesi gibi bir baskı durumu oluşmaktadır.

Fakat alanda 3 yıldan fazla özelde çalışmış, kariyer anlamında bulunduğu kurum veya diğer kurumlarda fırsat görmeyen kişinin atama kararı ise daha nete yakın bir durumdur. Bu durumu yaşamış bir çok arkadaşımı tanıyorum. Atama sırası ve sonra hayatlarına şahitlik etme fırsatı buldum. Bu kişiler 3 yıl civarında alanı ve kendini tanıma fırsatı bulmuş kişiler olup, sonrasında kendi özelliklerine uygun bir tercih yapma durumlarına geçmişlerdir. Bu gruptaki hemşire ve ebeler ilk atamada kurumundan istifa edip, arkasına bakmadan ve özel sektöre dönmeme konusunda bir düşünce yapısında hayatlarına devam ederler.

Özellikle İstanbul ile ilgili tespitim bulunmaktadır. 

Kadın veya erkek olmanız fark etmez. Çoğu hemşire ve ebenin mezun olduktan sonra İstanbul’da 2-3 yıllık bir zaman dilimi içerisinde hayatlarında radikal değişiklikler yaptığına şahit oluyorum. Özel bir sağlık kuruluşunda şevk ile işe başlayıp, aynı zamanda eğitimine devam etmek isteyen (ben bu kişileri ‘arayıştakiler’ olarak nitelendiriyorum) kişilerden oluşan bir grup bu. Bu konuda onlara hak veriyorum. İş anlamında tabi İstanbul’un diğer illere göre potansiyelinin fazla olması gibi aynı oranda sıkıntılarının da fazla olduğu aşikar. İstanbul’da özelde çalışan hemşirenin başlangıç maaşları gerçekten konuklama sorunu yaşayan kişiler için hayatı ayrı bir zor hale getiriyor. Diyeceksiniz ki her hastanenin lojmanı var. Evet, var. Fakat bu lojmanlarda kapasite fazlası kişilerin kalması, kişilerin birbirine saygısız davranması gibi durumlar lojmanları bir mecburiyet mekanı yapmaktadır. Lojmanlar adı üstünde kalacak yeriniz yok ise kalmanız için gereken asgari şartlardaki yerlerdir. Bunun KYK yurtlarından çok farkı olduğunu düşünenlerden değilim. Diğer bir durum ise eve çıkma durumu. Bu durum ise ayrı maddi külfiyetleri getirmektedir. Okul taksiti, kişiler harcamalar gibi kalemler sizin İstanbul’da 2-3 yıl dayanmanıza neden olmaktadır. Sonrasında ise evlilik veya atama kararı ile İstanbul’dan mesleki seküler hicret ediyorsunuz.

Bazen atanma kararını tek başınıza alamazsınız. Bulunduğunuz yerde sizi bağlayan bir çevreniz, eşiniz, sevgiliniz veya eğitim durumunuz olabilir. Bu durumlarda ise sizi bağlı duruma düşüren nedeni masaya koymak gereklidir. Bu konuda mutsuzluk sorunu yaşamamak için aldığınız kararların içinize sinen türden olması şarttır.

Bazen okuduğunuz güzel, sakin bir şehri terk etmek içinizden gelmeyebilir.

Bazen ciddi düşündüğünüz bir ilişkide ki diğer kişi nedeniyle o şehirden uzaklaşmak istemezsiniz.

Bazen ise sadece para kazanmak için çekip gitmek istersiniz.

Her biri ayrı olgular. Her biri için farklı değerlerde düşünmek gereklidir.

Nacizane fikrime geldiğimde ise; (süreç İstanbul’da geçmektedir) benim atama puanım olması halinde hiç atama düşünmedim. Mezun olduktan sonra iyi bir hastanede işe başladığımda, yüksek lisans eğitimime de aynı şekilde başladım. Çalışmak ve eğitim almak bu çağda biraz daha zor (hakkını vermek isterseniz tabi, yoksa 3-5 bin liraya tez yazdırabilirsiniz). Bir de İstanbul şartlarında hele. Bunu deneyimleyenler hak verecektir. Sonrasında ise ideallerim doğrultusunda üniversiteye geçtim. Tabi burada çok çabalamanız gerekmektedir. Devlet ataması düşündüm mü Her hemşire gibi düşündüm tabi. Neden düşündüğümü düşündüğümde ise daha fazla maaş yada rahat bir hayat gibi kriterler vardı. Sonra baktım ki.. Daha fazla maaş ve hayallerime giden yolun uzak olduğu rahat hayatın bana göre olmadığına karar verdim. Bu kararım ile hiç atama yapmadım. Yapmayı da düşünmüyorum. Tabi herkesin farklı amaçları ve idealleri olduğu için her hemşire farklı hayatlar yaşamalıdır.

Benden bir öneride atanma kararınızı etkileyecek öneri isterseniz; mutlu olduğunuz yerde yaşayın.

Nerede daha mutlu iseniz orada her anlamda daha başarılı olursunuz. Hayata daha güzel bakabilirsiniz. İnsanları, kuşları, mekanları daha bir farklı sevebilirsiniz. Tabi bir de bu ortamda sevdiğiniz olursa çok daha farklı tatlar alabilirsiniz. İnsanı para bir yere kadar mutlu ediyor. Asıl şey ise; sevdiğiniz ile bir yudum suyu sağlıklı bir şekilde içebilmek ve hoş bir sohbet edebilmektir.

Hayatımız kararlarımızdan oluşur. Tercih bizim elimizde.

Umarım hayat her tercihinizde daha güzelleşir.

Sağlıcakla kalın.

Atanma ile ilgili yazı serisi düşünüyorum. Belki bir kişiye katkısı olur. 

**

Bu içerik hemşirelik ve ebelik mesleğine gönül verenler tarafından hazırlandı.

Sen de Topluluğumuzun Bir Gönüllüsü Ol

Yazarlık başvurusunu ile ilgili açıklayıcı bilgilere buradan ulaşabilir.
Direkt başvuruyu ise aşağıdaki linkten yapabilirsiniz.
https://goo.gl/forms/7gtKei53ddxYgTfG3

1 Yorum

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.