Görsel URL: http://www.egitimdeteknoloji.com/wp-content/uploads/2015/01/dunyaokulu.jpg

 

Merhaba Değerli Okuyucular;

Dün akşam sizlerle okuduğum bir diğer kitabın değerlendirmesini paylaşacaktım. Fakat Türk Telekom’un alt yapı çalışmaları nedeniyle internete bağlanamadığım için sizinle paylaşamamıştım. Durumum; öğretmeni tarafından verilen ödevi elektriklerin olmaması sebebiyle ödevi yapamayan bir öğrenci mahcubiyeti ile şimdi kitap önerimi sizinle paylaşmak istiyorum.

Okuduğum kitabın adı Dünya Okulu, Salman Khan tarafından yazılmış.

Kitabı anlamak için Salman Khan‘ı tanımanın önemli olduğunu düşünüyorum.

Salman Khan; 1976 New Orleans doğumlu, babası Bangladeş, annesi Hindistan Kökenli, Müslüman ve ABD vatandaşı bir eğitimci ve sosyal girişimcidir. Matematik ve elektronik mühendisliği derecelerinin yanı sıra MIT’nin yüksek bilgisayar mühendisliği ve Harvard Business School‘un MBA diplomalarına sahiptir ve şu anda tüm dünyada eğitim reformu konusunda en popular isimlerden biridir. Khan Academy’yi 2006 yılında tek başına kurmuştur ve derslerin büyük bölümünü kendisi hazırlamaktadır. Salman Khan “eğitimi dönüştüren adam” olarak tanınmakta ve geleceğin eğitimini bugüne taşıyan kişi olarak anılmaktadır. Time Dergisi, Forbes Dergisi, Fortune Dergisi gibi dergilerde yer almış, Eğitime getirdiği yenilikçi anlayış ile Times tarafından dünyanın en önemli 100 insanı, Fortune dergisi tarafından da 40 yaş altındaki en önemli 40 insandan bir tanesi seçilmiştir. ABD Başkanı Obama tarafından “Girişimcilik Elçisi” seçilerek ödüllendirilmiş, 2018 yılında ise San Francisco Chronicle tarafından verilen Yılın En Vizyoner Lideri ödülünün sahibi olmuştur.

Az çok Salman Khan’ı tanıdığımıza göre kitap üzerinde konuşabiliriz.

Bir eğitimci olarak; eğitimin gerçekten birlerine bilgi empoze etmek olduğunu düşünmüyorum. Bu olsa olsa propaganda olabilir. Bugün neredeyse tüm eğitim kurum ve kuruluşlarında kuru kuru bilgi aktarımı yapılmaya çalışılıyor. Bunu çok net görebiliyoruz. Yeni kurulan üniversitelerimiz yüksek lise olmaktan ileriye gidemiyorlar. Bunun için ise mezun olan her öğrenci kendini boşlukta ve hayata hazır hissetmiyor.

Bu kitabı bu düşüncelerle okudum.

Salman Khan kitabında önemli hikayeye yer veriyor. Khan ilk başlarda yeğeninin eğitim konusundaki soru ile ilgili önce bir fikrinin olmadığını ve zamanla deneme yanılma yöntemi ile bir eğitim yaklaşımı bulduğundan bahsediyor. Yaptığı işin ekonomi alanında olması Khan’ın eğitim teorileri ve yaklaşımları ile ilgili bilgisinin olmamasını sağlayarak kendisine bu durumun çok yararını gördüğünü belirtiyor.

Yaratıcılık konusunda Kutu olgusu vardır. Belki biliyorsunuzdur, bilmeyenlerin bakışını değiştirme potansiyeli taşıdığı için anlatmak isterim.

Beyin fırtınası yaparken kutunun dışında düşünelim derler. Bunu söylemelerinin nedeni ise aldığımız eğitim, içinde bulunduğumuz durum, kültürümüzün ve daha bir çok etkenin düşünme şeklimizi biçimlendirmesinden kaynaklanmaktadır. Bu söz ile aykırı düşünmek gerektiği belirtilir. Daha net anlaşılması için bu duruma bir örnek verelim isterseniz. Örneğin; ekonomik bir durumu kapitalist bir düşünce yaklaşımı ile çözeceksiniz yoksa kominist bir düşünce yapısında mı çözeceksiniz. Daha çözüm için farklı yaklaşımlar belirlenebilir.

Bir de kutunun olmadığı durumlar vardır. Salman Khan ise kendini yeğeninin sorununu çözmeye çalışırken ortada bir kutu olmadığını söylüyor. Tabi ne kadar aldığı eğitimden etkilenmediği ayrı bir tartışma konusu. Bu en azından yaptığı şeye nesnel yaklaşmasını sağlayarak yaptıklarının olumlu şeyler olduğunun farkına varması ile bir farklılık yaratıyor.

İnternetin eğlence amaçlı kullanıldığı bir dönemde, Khan interneti her yerde herkese erişebilme potansiyelini taşıdığını görüyor. Bu yaklaşımla Khan Academy’i kuruyor. Bu kitapta Khan Academy’nin bir nevi kuruluş hikayesini anlatıyor.

Bu kitaptan kendi çıkarımlarımı sizlerle paylaşacak olursam;

  1. Bölüm – Salman Khan; Öğrenmeyi Öğrenmek konusu bu bölümde ele alıyor. Öğretmenliğin çok farklı beceriler isteyen bir meslek olduğundan ve bu becerilere sahip olmayan öğretmenlerin öğrenciler üzerinde olumlu olmayan etkiler yaratabileceğinden bahsediyor. Ayrıca öğretmenlerin şuan ki eğitim sistemi içinde yerlerini sorgulayarak nasıl olması gerektiği ile ilgili yaklaşımlarda bulunuyor. Bu bölümde önemle vurguladığı diğer bir şey ise; uygun koşullar sağlanırsa tüm öğrencilerin her konuyu çok rahat bir şekilde öğrenebileceğidir. Bunun için eğitimin zaman temelli değil anlama temelli yapılandırılmasından söz ediyor.
  2. Bölüm – Bu bölümde Parçalanmış Model konusunu irdeleyen Khan, eğitim sistemini Gravyer Peynire benzetiyor. En fazla üzerinde durduğu ise okullarda işlenilen konuların birbirinden bağımsız bir şekilde işlenmesi ve birbirine olan etkilerine ve bağlarına odaklanılmamasının kaliteli bir eğitimin önündeki en büyük engel olduğunu belirtiyor. Ayrıca bu bölümde eğitimde yemek gibi bir alışkanlığımız olduğunu ve sorgulamadığımızı belirterek hayıflanmamıza neden oluyor.
  3. Bölüm – Gerçek Dünyada adı altında bu bölümde teknolojinin gerçekten akıllıca kullanılarak eğitim sisteminde dezavantajlı grupların avantajlı duruma getirilebileceğini ve var olan eğitim sisteminin ise daha işlevsel ve etkili hale getirebileceğinden bahsediyor. Eğitim yaklaşımlarımızı teknoloji ile harmanlayarak yeni yaklaşımlar geliştirerek farklı dünyaların oluşturulması gerektiği belirtiyor.
  4. Bölüm – Dünya Okulu adlı bölümde ise bu değişimin zor olduğunu fakat imkansız olmadığını belirterek farklı dünyaların mümkün olduğundan bahsediyor. Ve dünya okulunda bilgi aktarmaktan ziyade öğrenmeyi öğrenmeye odaklanmanın bu ideali gerçekleştirebileceğine vurgu yapmaktadır.

Dünya Okulu kitabını okumanızı tavsiye ederim. Eminim aldığınız veya almakta olduğunuz eğitim sistemine bakışınıza katkısı olacaktır.

Haftasonu okuduğum diğer İnovasyonu Haritalamak adlı kitap için yazdığım yazıyı okumadıysanız, okuyabilirsiniz.

Diğer kitap önerilerine buradan ulaşabilirsiniz. 

Kitap Önerisi: İnovasyonu Haritalamak – Greg Satell

**********

Dünya çok hızlı değişiyor.

Hemşirelik camiasının bu değişime ayak uydurabilmesi için hayat boyu öğrenmeye önem vermesi gerekmektedir. Hayat boyu öğrenen hemşireler oluşturmak için Sağlık Atölyesi ve Dijital Hemşire bloglarını kurduk.

Bu anketle Sağlık Atölyesi ve Dijital Hemşire bloglarının hayat boyu öğrenmenize etkisini ölçmeye çalışıyoruz.

Bu çalışmaya destek vermeniz bizim için çok elzemdir. Çünkü bu çalışma sonunda ulusal çapta bir değişim dalgası yaratabiliriz.

Ne kadar çok hemşirelik camiası mensubuna ulaşırsak çalışmadan çıkan verilerin güvenliği ve hemşirelik mesleğine katkısı fazla olacaktır.

Desteklerinizi bekliyoruz.

Aşağıda çalışmanın linki yer almaktadır.

Daha güzel şartlarda yaşamak ve çalışmak amaçlı 4-5 dakikanızı ayırmanızı rica ediyoruz.

Unutmayın, damlaya damlaya göl olur.

https://goo.gl/forms/8isSf4Du6z3lZ5BE3 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.