Bu aralar yazarlık perilerim üzerimde…

Hemşirelik ile ilgili düşündükçe yazmaya, yazdıkça uygulamaya, uyguladıkça da birilerinin hayatına dokunmaya çalışıyorum. Sosyal ağlardan ve maillerden önüme onlarca soru düşüyor. Elimden geldiğince cevaplamaya çalışıyorum. Bu geribildirimler hemşirelik üzerine daha fazla düşünmem için gerçek yaşam verisi oluşturuyor.

Yani hemşirelik camiası sokaklarının nabzını tutmaya çalışıyorum.

Bu yazımı da onlardan birisi olarak kaleme alıyorum. Çünkü hemşirelik camiamızın literatüründe anlam karmaşası var. Hemşirelik ile ilgili aynı şeyleri söylüyoruz fakat aynı şeyleri anlamıyoruz. Bu durum eyleme geçme yani müdahale alanımızı kısıtlayan önemli etmenlerden birisi olarak gözüme çarpıyor.

Artık hemşirelik etkinliklerinde itibar konusunda konuşurken işin felsefesinden yoksun konuşmalar yapılırsa ağzına kürekle vurabilirsiniz 🙂

Ayrıca hemşirelik camiasının ortak taban kültürünün olmadığını ve bu kültürün inşası için mesleki bir hafızanın oluşturulması gerektiğini düşünüyorum. Bu konuya burada değinmeyeceğim. Burada bu konunun uzantısı olarak hep konuştuğumuz fakat üzerine düşünmediğimiz Hemşirelikte İTİBAR konusuna değineceğim.  

İtibar konusunu anlamak için 3 kavramı iyi bilmek gerektiğini düşünüyorum.

Bu kavramlar Haysiyet, İtibar ve Şöhret.

Öncelikle TDK üzerinden bu üç kelimenin anlamlarına baktığımda birbirinin içine geçtiğini gördüm. Oradaki anlamlarına bakarsınız. Ben kendi düşünce sistemime göre yazımı sürdüreceğim.

Hemşirelikte Haysiyet Olgusu

İtibar görmek isteyen hemşirelerin öncelikle haysiyet sahibi olmasının gerektiğini düşünüyorum. Haysiyeti ise kişinin kendine değer vermesi ve ona göre davranması olarak tanımlayabilirim. Bir hemşire önce kendine değer verecek, sonra değer görmek isteyecektir. En azından böyle olması gerekir.

Her gün onlarca hemşire ile temas kuruyorum. Çoğunda haysiyet olgusunun zayıf olduğunu fark ediyorum. Bu kendilerini tanıyamamalarından kaynaklanabilir. Sorunun özünde eğitim sürecinde öğrencilerin kendilerini tanımalarını sağlayacak bir yapının olmaması olabilir. Üniversitelerin amacı hemşirelere sadece bilgi veren değil, hemşirelerin kendi gelişimine uygun düşünce sistemi oluşturmalarını sağlayan bir yer olduğu düşüncesi ile bunu söylüyorum.

Hemşirelik okurken (ikinci sınıfta sanırım) Kendini Tanıma adlı bir ders aldım. Seçmeli bir dersti. Çoğu arkadaş gönülsüz olarak basit bir ders alma niyeti ile gelmişti. Ben o dersi öyle görmemiştim. Ve o dersi aldığım dönem hayatımda kırılım yaratan zaman dilimlerinden biriydi. O ders sonrası kendim ile ilgili bilmediğim şeyler keşfettim. Hep o yönlerimi güçlendirmeye çalıştım. Keşfettiğim yönlerim güçlenirken kendime olan güvenim arttı. Bu beni gelişim alanında hep dinamik tuttu. Bu ise tutarlı bir şekilde haysiyetim üzerinde olumlu bir etki yarattı.

Ayrıca haysiyetli olmanın temel şartlarından biri ahlaklı olmaktır. Ahlaklı olmayan davranışları biz tam karşılığı olmasa da profesyonel dışı davranışlar olarak adlandırırız. Bir hemşirenin profesyonel olması ahlaklı olması ile paralellik taşır.

Hemşirelik eğitiminde haysiyet kazandırmak ve var olan haysiyeti gerçekçi temeller üzerinde artırmak ilk yapmamız gerekenler arasındadır.

Hemşirelikte İtibar Olgusu

Hemşirelikte itibar konusu hemşirelik camiasında çok fazla konuşuldu ve hala konuşulmaya devam ediyor. Fakat sonucunda hiç harekete geçilmedi. Harekete geçilmemesinin sebebi olarak; itibarın ne olduğu üzerine çok fazla konuşulmamasına bağlıyorum.

Bunu vaka ile örneklemek isterim.

Bir etkinlikte sayısı ona yakın hemşirelik öğrenci grubu ile sohbet ediyorduk.

Öğrenciler;

  • Hemşirelik mesleğinin ülkemizde neden itibarı yok?
  • İtibarı olmayan meslekte mutlu olabilir miyiz?
  • Hemşireler neden itibarsız?
  • Hocalarımız hep mesleğin itibar sorunu olduğundan bahsediyor, ne yapmalıyız?

Vs. gibi sorular soruyorlardı.

Bu soruların karşısında omuzlarıma bir ağırlık çöktü. Büyük bir sorumluluk hissettim. Ve tek bir soru sordum.

  • Arkadaşlar sizce itibar nedir?

Bu soru karşısında hemşirelik öğrencilerinden anlamlı cevaplar alamadım. Üzerine konuştuğumuz sorunların bile tam olarak zemininde bulunan şeyleri bilmediğimizden bahsettim. Bu sorunun mezun olunca da devam ettiğinden de. Bu durum da çözümü beraberinde getirmediğini açıklayıcı şekilde ifade ettim.

Şimdi ise itibarın ne olduğuna gelelim.

İtibar, belirli, ayrıcalıklı, elit bir zümrenin bir kişiye değer göstermesidir.

İşte bizim sorunumuz ise burada artarak devam ediyor. İtibar görmek için, mesleğimiz ile ilgili belirli, ayrıcalıklı ve elit grupları ikna etmeli onlarda olumlu izlenimler ve algılar oluşturmalıyız. Bu ayrıcalıklı, elitler o sektördeki önemli kişiler ve kurumlar olabilir.

Bu arada itibar planlı kazanılan ve aniden kaybedilen bir şeydir.

Hemşirelik mesleği ile ilgili o ayrıcalıklı, belirli ve elit grupları belirlemeliyiz. Hemşirelik camiasının içerisinde bulunan her hemşire o grupları tanımalı ve onları etkilemeye çalışmalıdır. Hemşirelik örgütleri de aynı şekilde örgüt düzeyinde bu olgunun oluşmasına çabalamalı ve desteklemelidir.

Biz bu durumu şu an Amerika’da bir meslek haline gelen Lobicilik ile bağdaştırabiliriz. Lobiciliğin kötü bir ünü var. Bu durumun ise gerçekçi bakış açısıyla çok rahat aşılabileceği aşikardır.

Hemşirelikte lobicilik önemlidir. Planlı bir şekilde yapılmalıdır.

Ters köşe bir itibar tanımı daha var.

İtibar, kimliğinizin başkaları tarafından işgalidir.

Bu işgali savunma ile mi yoksa saldırı ile mi yöneteceksiniz onu sizin uzun vadeli stratejiniz belirleyecektir. Bu arada kimliğin işgali kontrol edilmez ise mesleki kimliğin tecavüzüne varan sonuçlar doğurabilir

Bu arada haysiyet olgusu olmadan itibar olgusuna geçiş yapamazsınız. Bir mesleğin itibarlı olması için o mesleğin ayrıcalıklı, elit grubunun ve camiasının ortalamasından fazla mensubunun belirli bir seviyenin üstünde haysiyetli olması gerekmektedir.

Aynı zamanda mesleki bir itibar için mesleki bir adap gereklidir. Bu adap ise bireylerin ahlakının toplamının ortalamasıdır.

Hemşirelikte Şöhret olgusu

Her hemşirenin rekabet ortamının artması ile tanınma iç güdüsüyle hareket ettiğini görüyorum. Bu her hemşire için çok doğal ve haklı bir durum. Fakat o hemşirelerde bu haklılığı dolduracak bir çaba göremiyorum. Çaba sarf etmeden tanınmaya çalışmak hemşireleri çok tehlikeli davranışlara itebiliyor. O olmadık görüntüler, olaylar aslında bu hemşireler tarafından çıkıyor. Bu kişiler aslında şöhret olmayı istiyorlar.

Şöhret ise o kişiyi çoğu zaman tanımayan belirsiz çoğunluğun o kişiye ilgi göstermesi olarak tanımlanabilir. Bu şöhretin anlık oluşu çoğu zaman kişileri olumsuz etkilemektedir. Bunu ülkemizde çok net görebiliyoruz. Beş yıl öncesinin şöhretleri şu an ortalarda yoklar. Bugün şöhret olanlar ise bir beş yıl sonra olmayacaklar. Burada yapılması gereken ise şöhreti itibara dönüştürmektir. Bu başarılamaz ise kötü şöhret olarak kişiye ve mesleğe itibarsızlaştırıcı etki edecektir.

Hemşirelikte şöhret olmak için çabaların neredeyse tamamı başarısızlık ile sonuçlanmaktadır. Bu şöhreti kaldıracak ahlaki yapı zayıf ise hemşire şöhretin altında ezilecektir.

Kısaca; bu haysiyet, itibar ve şöhret üçgeni içinde hemşirelik kendine yer edinmek zorundadır. Yoksa Bermuda Şeytan Üçgeni içine girip kendi kimliğinin işgali altında kaybolacaktır.

Hemşireler olarak itibarımızı artırıcı bir çok teknik ve yöntem var. Hepsi ayrı bir yazı konusu. Onları zamanla yazacağım.

Hemşirelik ile ilgili ortak bir hayal kurmak istiyorsak akordumuzu ayarlamak adına bu yazıyı yazdım. Umarım hemşirelik ile ilgili bir derdiniz olup konu ile ilgili görüşlerinizi yorumlardan veya sosyal ağlardan bana iletebilirsiniz.

Not: Burada yazılanların her hemşire için geçerli değildir.

Sevgilerimle.

Takipleşelim..

https://www.instagram.com/dijitalhemsire/

** Hemşire ve Ebeler İçin Blog Yazarlığı Kursu 19 Mayıs Günü İZMİR’de..

Kayıt olmak ve bilgi almak için buraya tıklayınız.

2 YORUMLAR

  1. Sevgili Taner,
    Tartışmaya fazlası ile açık bir yazı. Bir meslek için son derece hassas olan konuları sağlam teorilere ve analitik, ilişkisel yaklaşımlara temellendirmeden yazmak amacın tersi etkilere de yol açabilir.

    • Geri bildiriminiz için teşekkür ederim hocam. 🙂
      Ben kendi görüşlerimi edindiğim bilgi ve deneyimler ışığında yazmaya çalışıyorum. Eksik yanları olabilir. Bunları da yazarak, okuyarak telafi etmeye ve olgunlaşmaya çalışıyorum. Mesleğimiz ile ilgili hep yanlıştır, bize düşmez düşüncesi ile hareket ederek doğruları bulacağımızı düşünmüyorum. Her türlü geri bildirime açığım. Sizlerin bilgi ve deneyimleri ile daha fazla iyi yazılar yazacağımı düşünüyorum.

      Bu arada hemşirelik haftası etkinliğini izledim. Verimli bir etkinlik olduğunu düşünüyorum. Tebrik ederim.

Ayise Karadağ için bir cevap yazın İptal

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.